MİMARLIK, TASARIM VE GÜZEL SANATLAR FAKÜLTESİ

Haberler

GAÜ'DEN

Doç. Dr. Senem Zeybekoğlu Sadri ve Doç. Dr. Hossein Sadri; Adana'da"Kentsel Dönüşümde İnsan Hakları Paneli”ndeydiler

Doç. Dr. Senem Zeybekoğlu Sadri ve Doç. Dr. Hossein Sadri; Adana'da"Kentsel Dönüşümde İnsan Hakları Paneli”ndeydiler

Girne Amerikan Üniversitesi Güzel Sanatlar ve Mimarlık Fakültesi Öğretim Üyeleri Doç. Dr. Senem Sadri Zeybekoğlu ile Doç. Dr. Hossein Sadri; TMMOB Mimarlar Odası Adana Şubesi tarafından düzenlenen panelde yer alarak; Kentsel dönüşüm projeleri ile ilintili görüşlerini "insan odaklı" sunumları ile gerçekleştirdiler.


Adana Haber Merkezi Platformu`nda yayınlanan kent haberlerinde de, kendi gündemlerini oluşturan GAÜ Öğretim Üyeleri; Neo-Liberal politikalar doğrultusunda kusurlu dönüşümlere sahne olan kentlerde "gözden düşen" insan haklarına vurgu yaptılar.


DOÇ. DR. SENEM ZEYBEKOĞLU SADRİ, “KENTLERİN YENİ BİR EVREYE GİRDİĞİNE TANIKLIK ETMEKTEYİZ. BİZİM NESİLİMİZ, BU DÖNÜŞÜMÜN YÖNÜNÜ BELİRLEME SORUMLULUĞUNA SAHİPTİR”


Girne Amerikan Üniversitesi Güzel Sanatlar ve Mimarlık Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Senem Zeybekoğlu Sadri;  kentlerin tarih boyunca ekonomi-politikanın zorlamasıyla dönüştüğünü, beraberlerinde;  kentte gerçekleşmekte olan tüm faaliyetleri ve insan yaşantılarını dönüştürdüklerini de anlattı.


Doç. Dr. Senem Zeybekoğlu “Son yıllarda; Neo - Liberal ekonomi politikaları ve küreselleşme, dünya kentlerinde birbiri ile yarışan ve hızla dönüşen, `yeni kent anlayışını` geliştirmiştir. Bu yeni anlayış;  rant için tüm kamu hizmetleri, kamusal mekanları, doğal kaynakları ve hatta hatıraları özelleştirmiştir. Bunun ile birlikte, kentlerde yoksulluk, ayrımcılık, korku, terör ve radikalleşme gibi çeşitli toplumsal sorunlar üremiş ve kentleri, kent olgusunu çöküşe doğru götürmüştür. Bugün, kentlerin yeni bir evreye girdiğine tanıklık etmekteyiz. Bizden sonraki nesillerin; nasıl yerleşkelerde yaşayacaklarını belirleyecek, bu yeni dönüşüm şekillenmektedir. Bizim nesil, bu dönüşümün yönünü belirleme sorumluluğuna sahiptir. Çocuklarımıza nasıl yaşam alanları bırakacağımıza karar vermeliyiz. Lefebvre`in  `Kent Hakkı Düşüncesi`nde ortaya koyduğu gibi; eşitlikçi, özgürlükçü ve doğayla uyumlu mu? yoksa savaşlar, yoksulluklar ve adaletsizliklerle dolu mu?“ şeklindeki görüşünü dile getirdi.


 


 


 


 


 


 


DOÇ. DR. HOSSEIN SADRİ; "EVCİLLEŞME, HUKUKEN TANINMIŞ KENTLİ İNSANLARIN, `ÇARKIN DÖNMESİ SESSİZLİĞİNE`  İLHAKIDIR"


TMMOB Mimarlar Odası Adana Şubesi tarafından düzenlenen "Kentsel Dönüşümde İnsan Hakları" Paneli`ndeki diğer konuşmacı; GAÜ Öğretim Üyesi Doç. Dr. Hossein Sadri, "Kent ve Evcilleşmiş İnsanın Hakları" konulu sunumunda, insanın doğayı evcilleştirirken, yerleşik hayat ve iktidar biçimlenmeleri ile toplumcu bir bakış ile,  insanı da evcilleştirdiğine dikkat çekerek; “Böylelikle başta kentler, evcilleşmiş insanların yaşam alanları ve onları evcilleştirme mekanizmaları olarak kurulmuştur. Kentlerde yaşamakta ve evcilleşmekte olan insanlar ve kenti yöneten, imkânlarını elinde tutan, mahsullerini toplayan ve biriktiren iktidarlar arasında ilişkileri düzenleyen hukuk sistemi;  kentlilere ve onları yönetenlere çeşitli hak ve sorumluluklar yüklemiştir. Bu hak ve sorumlulukların karşılıklı dengesi, kentli insanların tarihi boyunca özgürlük ve adalet için mücadele veren sayısız grup ve kişi tarafından kent sakinleri lehine ilerlemiş görünse de, sorun esasen devam etmektedir. Güç, kentte yaşayanlardan bağımsız olarak gündelik yaşamda gölgesini sürdürmektetir. Bizlerin yaşamasından, eğitim almasından, çalışmasından ve sağlık hizmetlerine başvurmasından güçlenmekte, meşrulaşmakta ve daha da organize olmaktadır. Kentleri ve içindeki yaşam alışkanlıklarını, iktidarın daha da pekişmesi yönünde sürekli dönüştüren bu güç mekanizması; evcilleşmiş insanları bir araç olarak kullanmaktadır.  Bu çerçevede,  hukuken tanınmış olan kentli insanların hakları ise; temel sorunlar konusunda sessizliğini ve veya etkisizliğini korurken, örgütlenmiş iktidarların bir aracı olarak ta,  evcilleşmiş insanların daha da `evcilleşmesine` ve çarkın dönmesine yarayacak şekilde, hayatını tanımlamayı ve dönüştürmeyi de sürdürmektedir.


Aklımızdakiler; Kentli insan ve iktidar örgütlenmelerinin, birlikte ve senkronize şekilleniş, dönüşüm süreçlerini ele alarak, kent hukuku ve insan hakları kavramına bu perspektiften yaklaşmaktadır. Gerçek hak ve değerler olarak; özgür ve adaletli bir yaşam sürdürmenin yollarını sorgulamayı hedeflemektedir.” dedi.