Kişilerdeki kalıplaşmış yanlış bilgi ve davranışların değiştirilmesi çalışmalarının; Psikoloji alanına yansıyan yöntemlerinin; Olumlu telkin yanında, bilimsel tedavi uygulamaları ile bir bütün olduğu konusunda bilgilendirmede bulunan Uzman Psikolog Şerife İncirlili Çelik; Beşeri bilimlerin de, gelişen ve değişen hayatın tüm etkilerini; Yine, insan objesi üzerinde incelediğini belirtti.

Girne Amerikan Üniversitesi (GAÜ) Beşeri Bilimler Fakültesi Psikoloji Bölümü Öğretim Görevlisi Uzman Sağlık Psikolog Şerife İncirlili Çelik, yaptığı açıklamada. Sabitleşmiş yanlış bilgi ve inanışlara dikkat çeken Çelik; "Uzmanlığım sağlık psikolojisi üzerine, yani kronikleşmiş hastalıklar dediğimiz;  özellikle kanser, obezite, kalp hastalıkları veya diyabet gibi hastalıklara maruz kalmış kişilerle tanışıp, psikolojik açıdan yapabileceğimiz tedavilere başlıyoruz. Kişideki kalıplaşmış yanlış bilgi ve davranışı değiştirmeye çalışıyoruz. Bu, aslında bütün hayatımızı, tümüyle etkiler bu bağlamda, tedavi süresi de,  kişiden kişiye değişir. Çünkü insanların yetiştirilme tarzları veya aile tutumları, yaşadığı ve büyüdüğü ortam çok farklı olduğu için,  tedavi süreleleri de kişiden kişiye değişiyor." değerlendirmesini yaptı.

"ÖNCELİKLİ,  ERKEN TANIDIR. MEDYA DA YARDIMCI OLMALIDIR."

Toplum bireylerinin sağlık konusundaki ilgi eksiğinin, hayati olan erken tanı olasılığını olumsuz etkilediğine vurgu yapan Psikolog Şerife İncirlili Çelik;  Erken tanıda;  Rutin sağlık taramalarının yanında, medyanın bilinçlendirme görevinin etkilerinin olumlu olduğunu kaydetti.  Çelik; " Örneğin; çalışmayan kadınların, evde televizyondaki sağlık programlarını takip etmeleri çok önemli, çünkü bir şekilde bilinçleniyorlar. Fakat, ülkemizde bu oran oldukça düşük,  dolayısıyla bu tip programların daha fazla artmasını öneriyor ve bekliyoruz." ifadelerini kullandı.

Çocukluk çağlarının ana düşünce akımını yönlendirdiğini anlatan Uzm. Psk. Çelik; Çocuk psikolojisi açısından önemli bir nokta olan; cezalandırma ve ödüllendirme yöntemindeki ayrıntılara da dikkat çekerek; " Çocuğu ödüllendirirken, teknolojiye itmek yerine, yetenek ve becerilerini daha iyi değerlendirebileceği bir alana yönlendirilmesini öneriyoruz. Koşul bildiren cümleleri, yanlış buluyorum. Çünkü bu,  hep karşılık beklenmesine sebep olur. Ebeveyn, ilk önce çocuklarına ne verdiğine bakmalı, buradan; çocukların örneğin, teknolojiye boğulmaması gibi bir sonuç çıkmasını arzu ediyoruz. `Sen teksin, kahramansın` gibi ifadeleri kullanmanın yanlış olduğunu ebeveynlere anlatarak, doğru iletişimi kullanmalarına yönelik çaba sarf ediyoruz." dedi.