AKYAR’DAN TÜRKİYE’NİN YENİ İDLİB PLANINI DAİR AÇIKLAMA

Haberler

GAÜ'DEN

AKYAR’DAN TÜRKİYE’NİN YENİ İDLİB PLANINI DAİR AÇIKLAMA

           


Girne Amerikan Üniversitesi (GAÜ) Siyasal Bilimler Fakültesi Uluslararası İlişkiler Öğretim Üyesi ve GAÜ Uluslararası Diplomasi Okulu ve Güvenlik Araştırmaları Merkezi Direktörü Dr. M. Sadık Akyar Türkiye’nin Yeni İdlib Planı hakkında açıklamada bulundu.  

GAÜ Siyasal Bilimler Fakültesi Uluslararası İlişkiler Öğretim Üyesi Dr. Sadık Akyar; “ Koranavirüs salgını nedeniyle son günlerde Suriye ve İdlib ile ilgili haberler gündemde üçüncü, hatta dördüncü sırada yer almaktadır. Genel olarak tehdit algılamasında en yakın tehditler, en tehlikeli olarak algılanır. Bu algıya ilave olarak sosyal medyanın gündemi belirlemesi faktörü göz önünde bulundurulduğunda,  bu durum normal olarak görülebilir. Ancak Suriye’de özellikle İdlib’te olaylar yine meydana gelmekte, taraflar arasında çatışmalar düşük yoğunluklu da olsa devam etmektedir. Yani Suriye, özellikle İdlib, koronavirüs nedeniyle gündemden düşse de , gerçekte bölgede meydana gelen olaylarda bir değişiklik yoktur. Uluslararası ilişkilerde meydana gelen bu değişiklikler belki “Siber ve Dijital Diplomasi’’ veya ‘’Diplomasi 4.0’’ konuları ile açıklanabilir. Hafta içerisinde maalasef İdlib’de iki kahraman askerimizi kaybettik. MSB’lığı tarafından yapılan açıklamada askerlerimize yapılan saldırının, “radikal terör örgütlerinin açtığı ateş sonucu’’ olduğu belirtildi. Ancak örgütün adı zikredilmedi. Yetkililer ve bölgede bulunan TSK unsurlarımız muhakkak hangi örgüt olduğunu bilmektedir” ifadelerini kullandı.

 Aralık 2018 Soçi Mutabakatı ve Mart ayında Rusya yapılan mutabakata göre, İdlib’teki çatışmazlık bölgelerinden terörist unsurların çıkarılması Türkiye’nin, diğer   silahlı grupların, yani Suriye rejimi ve İran destekli güç/grupların  çıkarılmasının ise Rusya’nın sorumluluğunda olduğu bilgisini veren Akyar; “ Zaten Türkiye ve Rusya arasında İdlib özelinde yaşanan anlaşmazlık da buradan kaynaklanmaktaydı. Ancak gelinen aşamada İdlib’in yaklaşık yüzde 80’ini Heyeti Tahrir  Şam (HTŞ) ele geçirmiş ve rejim güçleri de İdlib’e saldırmış, M5 yolunun doğusunda gözlem noktalarını takviye etmeye çalışan Türk askerleri Suriye veya Rusya tarafından vurulmuştu. Daha sonra Moskova’ da yapılan mutabakata göre M5 in kuzey batısında bulunan M4 yolunda Türkiye ve Rusya tarafından ortak olarak yapılması gereken devriyeler; yola yapılan barikatlar, Türk askeri araçlarına, yerel halkın protestosu ve saldırıları nedeniyle durdurulmuştu. Basına yansıyan görüntülere göre ,TSK unsurları M4 yoluna yapılan  barikatları kaldırmakta, kazılan hendekleri de kapatmaktadır. Fakat bu devriyelerin diğer tarafı olan Rusya’dan TSK unsurlarına yapılan saldırlar, M4 yolunun kapanması ile ilgili hiçbir gayret ve açıklama yapılmamaktadır. Bu kafaları karıştıran bir durum olarak algılanmaktadır ” dedi. 

 

 

Dr. Akyar,  Türkiye ve ABD tarafında da terör örgütü listesinde bulunan HTŞ’nin son zamanlarda ABD ile yakın temasının olduğu yönünde haberlerin çıktığını vurgulayarak; “ABD’nin genel anlamda politikasına baktığımızda bunu anlayabiliriz. Çünkü İdlib’te HTŞ güçlü ve bu bölgede onunla işbirliği yapıyor. Yoğun gündem nedeniyle gözden kaçsa da, Barış Pınarı Bölgesinde bulunan birliklerimiz PKK/YPG unsurlarına karşı başarılı operasyonlar icra etmektedir” şeklinde konuştu. 

 “TÜRKİYE’NİN HAREKETİ GELİNEN AŞAMADA NASIL OLMALI”

Dr. Sadık Akyar; gelinen aşamada Türkiye İdlib’de  hareket edeceğine yönelik yaptığı açıklamasında; “Bunların; Türkiye’yi sınırların ötesinden gelebilecek terörist saldırıları önlemek, sığınmacı akımını engellemek, ülkesindeki sığınmacılar geri göndermek olarak olduğu belirtilebilir. Bu siyasi hedefleri yerine getirecek askeri hedef olarak ise kısaca, güvenli bölgenin tesis edilmesi diyebiliriz. Ancak özellikle İdlib için gelinen aşamada siyasi ve askeri hedef olarak ‘’birliklerimize ateş açıldığında, misli ile mukabele etmek’’ türünden açıklamalar medya da yer almaktadır. Aslında bu açıklama herhangi bir harekatta “angajman kuralı’’ olarak belirtilmektedir. Bize göre İdlib için siyasi , en azından askeri  hedeflerde   bazı revizyonlar yapmak gerekebilir. Bizim değerlendirmemize göre siyasi hedefe, Suriye rejimi ile temasın kurulması ilave edilebilir. Asker hedef olarak ise M5 yolunun doğusundan geçen güvenli bölge sınırının M4 yolu olarak revize edilmesi uygun olabilir. Belki M4 ve M5 yolları kavşağının doğusu ve kuzeydoğusu için Afrin’e kadar ayrı bir düzenleme de yapılabilir. Daha önceleri gündeme getirdiğmiz bir konuyu burada tekrar gündeme getirmek istiyoruz. İdlib suriye krizinin kilididir. Anahtarı da Rusya’dadır. Türkiye tarafından, Rusya’nın bu kilidi açması için gerekli politikalar üretilmesi gerekmektedir. Çünkü Suriye; Libya ve Doğu Akdeniz ile de yakından ilgilidir” ifadelerinde bulundu.  

Akyar açıklamasında sürecimiz çok etkileyen ve tüm dünyayı saran COVİD19 hakkında;  “Virüsün Türkiye’de geldiği aşama ile ilgili olarak OHAL ilan edilmesinden dahi bahsedilmektedir. Özellikle Bazı AB ülkeleri ve ABD’de Silahlı Kuvvetler unsurları virüs ile mücadelede aktif olarak kullanılmaktadır. MSB’lığınca TSK deki izinler geçici olarak kaldırılmıştır. Ancak terhisler ve yeni dönem askerlerin celpleri devam etmektedir. Ancak yeni dönem yükümlülerinin  COVİD 19 öyküleri bilinmemektedir. Aralarında pozitif olanlarının da bulunabileceği göz önünde bulundurulmalıdır. Bu nedenle; hem mevcut TSK personelini korumak , hem de TSK da muhtemel bir salgını önlemek için, terhislerin durdurulması, yeni dönem celp işlemlerine son verilmesinin, yetkili makamlar tarafından tekrar değerlendirilmesinin uygun olacağı öngörülmektedir” dedi.