Bayraktar: ‘Medya, İnsan Hakları Düşüncesinin Temelini Oluşturan Çocuk Haklarının Korunmasında ...

Haberler

GAÜ'DEN

Bayraktar: ‘Medya, İnsan Hakları Düşüncesinin Temelini Oluşturan Çocuk Haklarının Korunmasında ...

Girne Amerikan Üniversitesi (GAÜ) Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Ümmü Altan Bayraktar, 1989 yılından bu yana Birleşmiş Milletler (BM) tarafından dünya genelinde çocukların karşı karşıya kaldıkları hak ihlallerini gündeme taşımak amacıyla kutlanan 20 Kasım ‘Dünya Çocuk Hakları Günü’ önemi çerçevesinde, medyada çocuk hakları ihlalleri konusu ve bu konuda yapılacak düzenlemelerin önemine değindi.

Birleşmiş Milletler (BM) Genel Kurulu tarafından 10 Aralık 1948 tarihinde kabul edilen ‘İnsan Hakları Evrensel Bildirisi’nin ardından, önce kadınlarla, sonra da aynı mantığın uzantısı çocuklarla ilgili sözleşmeler kabul edilmesine gereksinim duyulduğunu ifade eden Bayraktar, tarihsel süreç içinde kadın hakları, çevre hakları hak kategorileri gibi çocuk hakları kategorisinin de tamamen bir ihtiyaç ve bu ihtiyacın farkedilmesine bağlı olarak ortaya çıktığını ve BM içinde UNICEF’in kurulması ve Çocuk Hakları Evrensel Bildirgesi’nin yayınlanmasının çocuk haklarında önemli bir aşama olduğunu söyledi.

Çocuk haklarına ilişkin prensiplerin uluslararası bağlayıcı bir sözleşme haline dönüştürülmesinin, 1989 tarihinde BM Genel Kurulu’nda kabul edilen BM Çocuk Hakları Sözleşmesi ile olduğunu ve sözleşmenin, yalnız çocukla sınırlı olmayan, aynı zamanda dünyanın geleceğiyle ilgili kaygının belgesi olarak karşımıza çıktığını ifade eden Bayraktar, çocuk haklarının, insan hakları düşüncesinin temelini oluşturduğunu ve  insan haklarının temelinde de ‘insan değeri’ olduğu vurgusunu yaptı.

Bayraktar, genel olarak İnsan Hakları’nda olduğu gibi, basının ve diğer kitle iletişim araçlarının kişinin haklarını koruyup geliştirmede çok önemli görevleri olduğunu, ve kitle iletişim sistemlerinin bu anlamda yaşamsal bir role sahip olmasının yanında, çocukların medyada temsil edilmelerinin çoğunlukla haklarının ihlal edilmesi olarak ortaya çıktığını söyledi.

Haberlerin insan haklarını doğrudan ya da dolaylı çiğneyen anlatısal eğilimlerinin, çocukların konu edildiği haberler için de geçerli olduğunu, bu çerçevede medya kuruluşlarının, çocukların, BM Çocuk Hakları Sözleşmesi’nde yer alan haklarının ihlalleri ile ilgili davranışlar karşısında hukuksal  koruma girişimleri yanında çocukların bedensel ve ruhsal refahlarının korunması ve geliştirilmesi anlamında üzerine düşen sorumlulukları yerine getirmeyi bir görev olarak bilmeleri gerekliliğine vurgu yapan Bayraktar, gazetecilerin çoğu kez Çocuk Hakları Sözleşmesi çerçevesinde üzerlerine düşen çocukları koruma ve savunma görevlerinden haberdar olmadığını, medya mensuplarının bu yükümlülüklerini yerine getirebilmeleri için en başta çocuk hakları konusunda olmak üzere insan hakları, hak haberciliği konularında yeterli bilgi birikimine sahip olmaları gerekliliğinin altını çizdi.

Çocukların medyada temsili yanında, çocuklarla ilgili içerik üretiminde özdenetime yönelik zihniyetin geliştirilmesi ve bu yapıları değerlendirecek entelektüel birikime ihtiyaç olduğunu ifade eden Bayraktar, medyaya katılım hakkı olan çocuğun, medya kullanımının ve medyada kullanımının önemi çerçevesinde, medya kuruluşlarının tüm edimlerini BM Çocuk Hakları Sözleşmesi ile ilişkilendirerek, çocuk haklarını koruma girişimlerini takip ederek ve çocuklara yönelik taahhütlerini yerine getirmeyenleri eleştirerek, çocuk haklarını gündemde tutmakla sorumludur dedi.