‘Gelecek Nesillere Yol Gösterecek İşaret Levhaları Dikmek Sözlü Tarih Çalışmalarından Geçer..’

Haberler

GAÜ'DEN

‘Gelecek Nesillere Yol Gösterecek İşaret Levhaları Dikmek Sözlü Tarih Çalışmalarından Geçer..’

Girne Amerikan Üniversitesi (GAÜ) Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Ümmü Altan Bayraktar, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde (KKTC) sözlü tarihten yararlanma noktasında önemli potansiyeller barındıran İletişim alanındaki sözlü tarih çalışmalarının azlığına ve arşivlerin önemine dikkat çekti.

GAÜ Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Ümmü Altan Bayraktar GAÜ Medya’ya yaptığı açıklamada, KKTC’de son yıllarda yapılan değerli sözlü tarih çalışmaları olmasına karşın; içinde iletişimin de yer aldığı disiplinlerde sözlü tarihten yeterince yararlanılmadığını ve konuyla ilgili önemli adımlar atan kurumlar olmasına karşın; yazılı tarih arşivlerinin bile son derece yetersiz olduğunu, halen doğru dürüst bir sözlü tarih arşivi bulunduğunu söylemenin mümkün olmadığına dikkat çekti.

Kıbrıs’ın tarihsel sürecinde yaşanan ideolojik ve politik gelişmeler düşünüldüğü zaman, tarihle ‘farklı diyaloglar’ kurma imkanı sağlayan ve kültürel bellek aktarımı bağlamında üzerinde dikkatle durulması gereken bir konu olarak sözlü tarih çalışmalarının önemine değinen Bayraktar, ‘Her toplumun geçmişine ve bugününe ait deneyimleri biriktirdiği ortak bellek, toplum geleceği için alınacak kararlarda ve izlenecek yollarda önemli bir kılavuz niteliğine sahiptir. Bu nedenle ‘yazılan’ tarihe alternatif sözlü tarihin, sıradan insanın algılamalarını, zihniyetini ortaya çıkarması açısından özellikle değerlidir ve gelecek nesillere yol gösterecek işaret levhaları dikmek sözlü tarih çalışmalarından geçer..’ dedi.

 

Bayraktar, günümüzde iletişim teknolojilerindeki hızlı değişimin bilginin daha kolay elde edilmesini sağlarken; yazılı belgelere daha az başvurarak işlerin yürütülmesine neden olduğunu, bunun da azalan belge sorununu beraberinde getirdiğini, etrafımızda olup bitenler, yakın tarihle ilgili birçok bilgi ve fikrin çabucak uçup gitmekte ya da hiç iz bırakmadan yok olup gitmekte olduğunu söyledi.
Günümüzde, mektup ve telgrafın yerini telefonun, klasör ve dosyaların yerini internet sayfalarının aldığını, kitap ve gazetenin bile verilerin her an değiştirilebilir ve akışkan olduğu internet ortamında akış halinde olduğunu belirten Bayraktar, ‘İletişim teknolojileri yazılı iletişimin önemini azaltırken diğer bir taraftan da sözlü tarihe olan ihtiyacı artırmaktadır. Bu nedenle gerçeğe ulaşmak, yerel ve genel tarihin azalan kaynak sorununa çözüm bulabilmek için sözlü belleklere duyulan ihtiyaç artarak devam etmektedir’ dedi.
Yazılı belgelerin bu kadar kolay izinin ortadan kaldırılabileceği, bozulabileceği, değiştirilebilir olduğu günümüz teknolojilerinin akışında geçmişte neler olduğunu bilen yaşlı belleklerin anlatımlarının ‘öznel’ olması eleştirilerine rağmen günümüzde hakikati anlatacak belgeler olarak önemli bir potansiyele sahip olduğunu vurgulayan Bayraktar, özellikle disiplinlerin kesişim notasında bir alan olarak yer alan İletişimin, sözlü tarihten yararlanma noktasında önemli potansiyeller barındırdığını, yapılan çok değerli çalışmalar olmasına karşın, KKTC’de içinde iletişimin de yer aldığı disiplinlerde sözlü tarihten yeterince yararlanıldığını söylemenin mümkün olmadığını, sözlü tarihin iletişim araştırmalarına katkısını daha çok basının, radyonun, televizyonun, halkla ilişkilerin ve iletişim mekanlarının KKTC’deki gelişimini bulmaya yönelik olarak düşünmek gerektiğini söyledi.
Bayraktar, ‘Kurumların bırakalım sözlü tarih arşivlerini, yazılı tarih arşivleri bile son derece yetersizdir. KKTC’de sözlü tarih çalışmalarının son yıllardaki gelişimine karşın sözlü tarih arşivleri olması gereken noktada değildir.’ dedi.